Kutladığımız doğum günleri arttıkça, yanımızdaki dostlar azalmış. Giderek güçleneceğimiz yerde güçsüzleşmişiz. Dost listemiz, sile sile yıpranmış bir kağıt parçası haline gelirken, silgimiz tükenmiş silmekten ama kalemimiz hala yeni. Birilerini kandırmak akıllılık olmuş, arkadan konuşmayana saf gözüyle bakılır olmuş, saygılı insanlara saygısızlık etmek rağbet görür hale gelmiş, dostundan önce kendini kayıran insanlarla dolmuş etrafımız. Olgunluğu, barlara gidip içki içmek, etrafa sivri dilli bir şekilde fikirlerini fırlatmak, kontrolsüz hareketlerde bulunmak sananlar bilmezler mi ki asıl olgunluk, sorumlulukların farkına varmaktır, kendinden önce en yakınlarını düşünmektir, sınırlarını çizebilmek ve kendini tartmasını iyi bilmektir. Merak ediyorum o insanları, hiç düşünmezler mi ki ben ne yapıyorum nasıl biriyim diye? Ya da etraflarından hiç mi ayna tutan olmaz onlara? Elbette ki dalkavuklar hep vardır onların yanında, hep güzel sözler söylerler, şımartırlar onları. Gerçek dost ise, hatalarıyla ve doğrularıyla yansıtır insanı kendine. Bizim böyle dostlara ihtiyacımız var işte. Aslında sadece böyle dostlara değil 'düzgün insanlara'...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder